Donnerstag, 1. April 2010

A G I I sunar: Yenikapi Tiyatrosu 2 Nisan Cuma günü Viyana'da!

(für Info auf Deutsch siehe unten)
Avusturya Göcmen Isciler Inisiyatifi A G I I sunar:

Yenikapi-TR
Izmir Yenikapi Tiyatrosu'nun ISYAN - REBELLION adli oyunu, 2 Nisan Cuma aksami Viyana'da!

Konserler:

- Anadolu'dan Ezgiler
-) Hasan Hüseyin Öksüz / Baglama
-) Münür Tunc / Akustik Gitar
-) Özgün Yarar / Kaval

- Transporta (Roman ve Balkan müzikleri)

- Sair Kiymet Aslan


Tarih: 02.04.2010 Saat: 18:30 Bilet: 8 Euro
Yer: Haus der Begegnung PAHO, Ada-Christengasse 2B, 1100 Wien (67 Tramvayi - Alaudagasse duragi)

Hepinizi bekleriz!

Mittwoch, 31. März 2010

A G I I präsentiert: Das Yenikapi-Theater am 2. April in Wien!

Initiative der ArbeitsmigrantInnen in Österreich A G I I präsentiert:
Yenikapi-DE
Das Theaterstück des Yenikapi-Theaters aus Izmir, ISYAN - REBELLION, ist am 2. April in Wien!

Zum Anlass: Live Musik von

- 'Melodien aus Anatolien'
-) Hasan Hüseyin Öksüz / Baglama
-) Münür Tunc / Akustische Gitarre
-) Özgün Yarar / Hirtenflöte

- 'Transporta' (Gipsy- & Balkanmusik)

- Dichterin Kiymet Aslan mit ihren Gedichten.


Datum: 02.04.2010 Zeit: 18:30 Tickets: 8 Euro
Ort: Haus der Begegnung PAHO, Ada-Christengasse 2B, 1100 Wien

Alle sind herzlich willkommen!

Sonntag, 7. März 2010

21 Şubat 1944 - 23'ler kimlerdir?

Fransa'nın başkenti Paris'te 21 Şubat 1944'te Naziler tarafından kurşuna dizilen Misak Manuşyan ve 22 göçmen yoldaşı, II. Dünya Savaşı sırasında Fransa'da faşizme karşı özgürlük savaşının ve mücadeleleriyle direnişin simgesi haline gelmişlerdi.

Peki ama 23'ler kimlerdir? Aras Yayıncılık'ın yayımladığı, Manuşyan'ın eşi Meline Manuşyan tarafından kaleme alınan 'Bir Özgürlük Tutsağı: Manuşyan' adlı kitap bu soruya aydınlık katarak bizlere yükselen faşizm koşullarında izlenecek doğru yolu kendi tarihimizden damıtmamız gerektiğini tekrar hatırlatıyor.


Misak Manuşyan

Luis Aragon'un "yirmi üç yabancı ama kardeşimiz de; Yirmi üç yaşam sevdalısı, ölecek kadar" dediği Kızıl Afiş'teki 23'lerin lideri Misak Manuşyan, 1906'da Adıyaman'da dünyaya geldi. Ailesini Ermeni tehcirinde kaybeden Manuşyan'ın yolu, Birinci Dünya Savaşı, İspanyol İç Savaşı ve otoriter rejimlerin Fransa'ya savurduğu binlerce göçmenle, Paris'te kesişti. Nazi işgali altındaki Paris'te, direniş hareketinin öncüsü olan Fransız Komünist Partisi'nin birimlerinden olan Göçmen İşgücü'nde örgütlenen İtalyan, İspanyol, Polonyalı, Rus, Çek, Ermeni, Yahudi göçmenler, kendilerine yurt olan Fransa'nın faşizme karşı mücadelesinde önemli bir rol üstlenmişlerdi. Misak Manuşyan da Fransa'da II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin işgaline karşı direnişe katıldı. Manuşyan ve 22 yoldaşı, 21 Şubat 1944'te Naziler tarafından yakalandı ve kurşuna dizilerek öldürüldü. Yakalandıktan sonra Naziler'in "Caniler Ordusu" diyerek teşhir ettikleri Kızıl Afiş'te, "Bunlar mı Fransız?" diye soruluyor, onların Romen, Macar, Yahudi, Ermeni, İtalyan, İspanyol olduğu belirtiliyordu. Naziler Kızıl Afiş'i 15 bin adet bastırıp dağıtmıştı. Listedekilerin yalnız üçü Fransız, diğerleri göçmendi ancak Fransa halkının "Fransa için öldüler" diyerek sahip çıktığı 23'ler, Louis Aragon'un "Manuşyan Grubu" adlı şiirine konu olarak ölümsüzleşti. Robert Guedigulan ise "Kızıl Afiş" adlı filmi yönetti.

Enternasyonal direniş grubu

Naziler'in “Bunlar mı Fransız” diye idama gönderdiği özgürlük savaşçıları, farklı ulusal kimliklere sahipti:
- Celestino Alfonso (İspanyol)
- Olga Bancic (Romen)
- Joseph Boczov (Romen)
- Georges Cloarec (Fransız)
- Roger Rouxel (Fransız)
- Robert Witchitz (Fransız)
- Rino Della Negra (İtalyan)
- Spartaco Fontano (İtalyan)
- Césare Luccarini (İtalyan)
- Antoine Salvadori (İtalyan)
- Amédéo Usséglio (İtalyan)
- Thomas Elek (Macar)
- Emeric Glasz (Macar)
- Maurice Fingercwajg (Polonyalı)
- Jonas Geduldig (Polonyalı)
- Léon Goldberg (Polonyalı)
- Szlama Grzywacz (Polonyalı)
- Stanislas Kubacki (Polonyalı)
- Marcel Rayman (Polonyalı)
- Willy Szapiro (Polonyalı)
- Wolf Wajsbrot (Polonyalı)
- Arpen Lavityan (Ermeni)

Direniş grubunun lideri Manuşyan ve 22 dava arkadaşının kurşuna dizilerek sonlanan hayatları, özgürlük ve halkların barış içinde bir arada yaşama idealinin, on yıllar geçse de insanlara ilham vermeye devam edebileceğini gösteriyor.

Misak Manuşyan'ın eşi Melininee Manuşyan'ın kaleme aldığı ve ilk baskısı 1974 yılında Fransa'da yayınlanan "Manuşyan: Bir Özgürlük Tutsağı" başlıklı biyografi eseri Sosi Dolanoğlu'nun tercümesiyle Aras Yayıncılık tarafından yayınlandı. Kitapta eşini anlatan Meline Manuşyan, Adıyamanlı bir Ermeni olan eşiyle tanıştığı günden Misak'ın kurşuna dizildiği zamana kadarki yaşadıklarını anlatıyor.

Son mektup

Misak Manuşyan, 21 Şubat 1944'te eşine yazdığı son mektubunda şunları yazmıştı;

“Sevgili Melinee, benim sevgili küçük yetimim,

Birkaç saat sonra bu dünyada olmayacağım. Öğleden sonra saat üçte kurşuna dizileceğiz. Bu bana, yaşamımdaki herhangi bir kaza gibi geliyor; inanmıyorum, ama gene de seni bir daha hiç göremeyeceğim.

Sana ne yazabilirim? Kafamın içinde her şey karmakarışık, ama aynı zamanda apaydınlık.

Kurtuluş Ordusu’na gönüllü bir asker olarak katılmıştım ve Zaferin ve sonal hedefin eşiğindeyken can veriyorum. Sağ kalacak ve yarının özgürlük ve barışını tadacak olan herkese mutluluklar diliyorum. Fransız halkının ve özgürlük için dövüşen herkesin, bizim anımızı saygıyla anacaklarını biliyorum. Ölüm anında, Alman halkına ya da başka herhangi bir kimseye nefret beslemediğimi duyuruyorum; herkes, ceza ya da ödül biçiminde hakettiğini alacaktır. Alman halkı ve diğer halklar, artık fazla sürmeyecek olan savaştan sonra barış ve özgürlük içinde yaşacaklardır. Herkese mutluluklar… Sadece seni yeterince mutlu edememiş olmaktan ötürü derin bir üzüntü duyuyorum; senin de her zaman arzu ettiğin gibi sana bir çocuk verebilmeyi o denli isterdim ki. Bu yüzden, savaştan sonra mutlaka evlenmeni ve benim mutluluğum için bir çocuk sahibi olmanı ve benim son isteğimi yerine getirmek üzere, seni mutlu edecek biriyle evlenmeni istiyorum. Bütün eşyamı ve diğer maddi varlığımı sana ve yeğenlerime bırakıyorum. Fransız kurtuluş ordusunun bir neferi olarak öldüğüme göre, savaştan sonra benim eşim sıfatıyla savaş emekliliği ödeneği hakkını talep edebilirsin.

Beni onurlandırmak isteyen dostların yardımıyla, okunmaya değer şiirlerimi ve yazılarımı yayımlamalısınız. Olanaklı olursa anımı Ermenistan’daki akrabalarıma iletmelisiniz. Az sonra 23 yoldaşımla birlikte, ama hiçbir kötülük yapmadığım ya da yaptıysam da kin duyarak yapmadığım için gözümü kırpmadan ve vicdanı rahat bir insanın huzuru içinde öleceğim. Bugün hava güneşli. Sevgili karım ve sevgili dostlarım; yaşama, güneşe ve doğanın o çok sevdiğim güzelliklerine bakarken veda edeceğim. Bana kötülük yapan ya da yapmayı istemiş olan herkesi bağışlıyorum; ancak canını kurtarmak için bize ihanet edenleri ve bizi satanları asla bağışlamayacağım. Seni ve senin yanı sıra kızkardeşini ve uzak yakın tüm dostları sımsıkı kucaklıyorum; hepinizi kalbimin bir köşesine yerleştiriyorum. Elveda. Dostun, yoldaşın ve kocan…”

User Status

Du bist nicht angemeldet.

Menü

Aktuelle Beiträge

A G I I präsentiert:...
Initiative der ArbeitsmigrantInnen in Österreich A...
A G I I - 31. Mär, 23:56
A G I I sunar: Yenikapi...
(für Info auf Deutsch siehe unten) Avusturya Göcmen...
A G I I - 31. Mär, 23:51
21 Şubat 1944 - 23'ler...
Fransa'nın başkenti Paris'te 21 Şubat 1944'te Naziler...
A G I I - 8. Mär, 00:02

Links

Suche

 

Status

Online seit 5165 Tagen
Zuletzt aktualisiert: 1. Apr, 00:03

Credits


Profil
Abmelden
Weblog abonnieren